• Halisünasyon

    Halisünasyon Nedir?

    Halisünasyon, gerçekte olmayan şeyleri görmek, duymak, hissetmek veya koklamak gibi algı bozuklukları olarak tanımlanır. İnsanlar, bir şeyin var olduğunu düşünür ancak bu yalnızca kendi zihinlerinde gerçekleşir. Genellikle ruhsal veya fiziksel sağlık sorunları ile ilişkilendirilir.

    Halisünasyon Hangi Durumlarda Oluşur?

    Halisünasyonlar birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. En sık görülen durumlar şunlardır:

    1. Psikiyatrik Rahatsızlıklar

    • Şizofreni
    • Bipolar bozukluk
    • Depresyonun ileri seviyeleri

    2. Nörolojik Sorunlar

    • Parkinson hastalığı
    • Epilepsi
    • Alzheimer gibi demans türleri

    3. İlaç veya Madde Kullanımı

    • Psikoaktif maddeler
    • Alkolün aşırı tüketimi
    • İlaç yan etkileri

    4. Uyku Bozuklukları

    • Uykusuzluk
    • REM uykusu ile uyanıklık arasında sıkışan “hipnopompik halüsinasyonlar”

    5. Fiziksel Sağlık Sorunları

    • Yüksek ateş
    • Enfeksiyonlar
    • Elektrolit dengesizlikleri

    Halisünasyon Nasıl Geçer?

    Halisünasyon tedavisi, altta yatan nedene bağlı olarak değişir. Aşağıdaki yöntemler genellikle etkili olabilir:

    1. Tıbbi Tedavi

    • Psikiyatrik nedenlere bağlı ise antipsikotik ilaçlar kullanılır.
    • Nörolojik sorunlar için nöroloji uzmanından destek alınmalıdır.

    2. Psikoterapi

    • Bilişsel davranışçı terapi (CBT), hastaların gerçek ile hayal arasındaki farkı anlamalarına yardımcı olabilir.

    3. Yaşam Tarzı Düzenlemeleri

    • Alkol ve madde kullanımını bırakmak
    • Sağlıklı uyku düzeni oluşturmak
    • Stres yönetimine önem vermek

    4. Evde Sağlık Hizmetleri ile Destek

    Evde sağlık hizmetleri, halisünasyon sorunu yaşayan bireylerin günlük yaşamlarını kolaylaştırabilir. Profesyonel bakım ekipleri, ilaç takibi, düzenli kontroller ve hasta konforunu sağlamak için destek sunar.

    Halisünasyonlarla mücadelede profesyonel destek almak önemlidir. Evde sağlık hizmetlerimizle bu süreçte yanınızdayız.

    Daha fazla bilgi almak için 0533 484 41 12 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.

  • Probiyotik

    Günümüzde sağlıklı yaşam denildiğinde akla gelen önemli kavramlardan biri “probiyotikler”dir. Evde sağlık hizmetlerinin önemli bir parçası olarak probiyotiklerin önemi giderek daha fazla vurgulanmaktadır. Peki, probiyotik nedir, nasıl kullanılır ve sağlığımız üzerindeki etkileri nelerdir? İşte merak edilen tüm detaylar!

    Probiyotik Nedir?

    Probiyotikler, vücudumuzda özellikle bağırsaklarda bulunan ve sağlığımız için faydalı olan canlı mikroorganizmalardır. Fermente gıdalar, yoğurt, kefir, kimchi gibi ürünlerde doğal olarak bulunurlar. Sindirim sistemimizi destekleyerek dengeli bir bağırsak florası oluşmasına katkıda bulunurlar. Bunun yanı sıra, probiyotikler bağışıklık sistemimizi güçlendirir, sindirim sorunlarını azaltır ve genel olarak sağlığımıza olumlu katkılar sağlar.

    Probiyotiklerin Bağırsak Florasına Katkısı

    Bağırsak floramızdaki yararlı ve zararlı bakteriler arasındaki denge, sağlıklı bir sindirim ve güçlü bir bağışıklık sistemi için oldukça önemlidir. Probiyotikler, bu dengeyi sağlamaya yardımcı olur. Örneğin, antibiyotik kullanımı sonrası bağırsaklardaki faydalı bakteriler azalabilir. Probiyotik desteği ile bu kayıp telafi edilebilir.

    Probiyotik Ne İşe Yarar?

    Probiyotiklerin faydaları oldukça geniş kapsamlıdır. İşte probiyotiklerin sağlığımıza olan başlıca katkıları:

    1. Sindirim Sistemini Destekler

    Probiyotikler sindirim sürecini iyileştirir ve bağırsaklardaki iyi bakterilerin sayısını artırır. Bu sayede kabızlık, ishal, gaz ve şişkinlik gibi sindirim sorunlarıyla daha rahat başa çıkılmasını sağlar. Özellikle sindirim hassasiyeti olan kişilerde probiyotik kullanımı rahatlama sağlayabilir.

    2. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir

    Bağışıklık sistemi, vücudumuzu hastalıklara karşı koruyan ilk savunma hattımızdır. Bağırsak sağlığı ile doğrudan ilişkili olan bağışıklık sistemi, probiyotik tüketimi ile güçlenir. Yapılan araştırmalar, düzenli probiyotik alımının soğuk algınlığı, grip ve diğer enfeksiyonlara karşı koruma sağladığını göstermektedir.

    3. Ruh Sağlığını Destekler

    Günümüzde “ikinci beyin” olarak bilinen bağırsakların, ruh sağlığı üzerindeki etkisi bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bağırsak mikrobiyotasının sağlıklı olması, anksiyete, stres ve depresyon gibi ruhsal durumların yönetiminde olumlu etkiler sağlar. Probiyotikler, bağırsak-beyin eksenini destekleyerek ruhsal dengeyi korumaya yardımcı olabilir.

    4. Cilt Sağlığını Destekler

    Probiyotiklerin cilt sağlığı üzerinde de olumlu etkileri vardır. Cilt problemleri, genellikle sindirim ve bağışıklık sistemindeki dengesizliklerle ilişkilidir. Probiyotiklerin düzenli kullanımı ile akne, egzama ve diğer cilt problemleri iyileşebilir. Bu nedenle, sağlıklı bir cilt için probiyotiklerin önemi büyüktür.

    5. İdrar Yolu ve Kadın Sağlığı İçin Önemlidir

    Özellikle kadınlarda, probiyotikler idrar yolu ve vajinal sağlığın korunmasında önemli rol oynar. Sağlıklı bir bakteri dengesi, idrar yolu enfeksiyonları ve vajinal enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olur. Probiyotiklerin bu konudaki faydaları nedeniyle kadın sağlığı alanında da sıkça önerilmektedir.

    Probiyotik Kullanımı Nasıl Olmalı?

    Probiyotiklerden maksimum fayda sağlamak için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. İşte probiyotik kullanırken göz önünde bulundurmanız gerekenler:

    • Doğal Gıdalardan Alın: Probiyotikleri doğal kaynaklardan almak en sağlıklı yöntemdir. Yoğurt, kefir, kimchi, turşu gibi fermente gıdalar probiyotik açısından zengindir.
    • Takviye Seçerken Doktora Danışın: Probiyotik takviyeler almayı düşünüyorsanız, doğru ürünü seçmek için mutlaka bir uzmana danışın. Farklı probiyotik türleri farklı işlevlere sahiptir, bu yüzden ihtiyaçlarınıza uygun bir takviye seçmek önemlidir.
    • Düzenli Kullanım Şart: Probiyotiklerin etkisini görmek için düzenli kullanmak gereklidir. Sindirim sağlığını desteklemek ve bağışıklığı güçlendirmek için probiyotikleri günlük rutininize dahil edebilirsiniz.

    Probiyotikler, sağlıklı yaşamı destekleyen önemli bir unsurdur. Evde sağlık hizmetleri sunan Payidar Evde Sağlık Hizmetleri olarak, sağlıklı bir yaşamın evde de devam etmesi için probiyotiklerin önemine vurgu yapıyoruz.

    Daha fazla bilgi ve hizmet almak için 0533 484 41 12 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.

  • Fibromiyalji

    Fibromiyalji, kronik ağrılara yol açan bir rahatsızlık olup kas ve eklem bölgelerinde yaygın hassasiyetle karakterize edilir. Genellikle uzun süreli yorgunluk, uyku bozuklukları ve hafıza problemleri gibi semptomlarla kendini gösterir. Fibromiyaljinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, stres, enfeksiyonlar ve travmatik olaylar tetikleyici faktörler arasında sayılmaktadır.

    Fibromiyalji Belirtileri Nelerdir?

    Fibromiyalji tanısı koymak genellikle zordur, çünkü belirtileri diğer sağlık sorunlarıyla karışabilir. Ancak yaygın olarak görülen bazı belirtiler şunlardır:

    • Yaygın kas ağrıları
    • Sabahları yorgun uyanma
    • Uyku bozuklukları
    • Baş ağrısı ve migren
    • Depresyon ve anksiyete
    • Konsantrasyon ve hafıza zorlukları (Fibro-fog olarak bilinir)
    • Karıncalanma ve uyuşma

    Bu belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve zamanla şiddetlenebilir.

    Fibromiyalji Tedavisi Nasıl Olur?

    Fibromiyalji tedavisinde amaç, semptomları hafifletmek ve yaşam kalitesini artırmaktır. Herkes için tek bir tedavi yöntemi yoktur, bu nedenle bireysel bir yaklaşım gerekmektedir. İşte fibromiyalji tedavisinde sık kullanılan bazı yöntemler:

    1. İlaç Tedavisi:

    Fibromiyalji tedavisinde kullanılan ilaçlar, ağrıyı hafifletmeye ve uyku kalitesini artırmaya yönelik olabilir. Antidepresanlar, ağrı kesiciler ve antiepileptik ilaçlar sıklıkla reçete edilmektedir.

    2. Fizik Tedavi:

    Fizik tedavi, fibromiyalji hastalarının kaslarını güçlendirmek, esneklik kazandırmak ve ağrıyı azaltmak için uygulanabilir. Bu tedavi aynı zamanda kişinin günlük aktivitelerini daha rahat yapmasına yardımcı olur.

    3. Egzersiz ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri:

    Düzenli egzersiz, fibromiyalji semptomlarını hafifletebilir. Yürüyüş, yüzme ve yoga gibi düşük etkili egzersizler kas ağrısını azaltmada etkilidir. Ayrıca stres yönetimi, uyku düzeni ve dengeli beslenme de tedavinin önemli bir parçasıdır.

    4. Alternatif Tedaviler:

    Akupunktur, masaj terapisi ve meditasyon gibi alternatif tedavi yöntemleri bazı hastalar için semptomları hafifletmede etkili olabilir.

    Unutmayın, fibromiyalji tedavisinde en önemli adım, profesyonel sağlık hizmetlerinden destek almaktır. Evde sağlık hizmetleri kapsamında, uzman ekipler tarafından bireysel tedavi planları oluşturulabilir ve bu süreç daha rahat bir hale getirilebilir.

    Daha fazla bilgi ve hizmet almak için 0533 484 41 12 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.

  • OBEZİTE

    Obezite Nedir?

    Obezite, vücutta aşırı yağ birikimiyle ortaya çıkan kronik bir sağlık sorunudur. Vücut kitle indeksi (VKİ) 30’un üzerinde olan kişiler obez olarak kabul edilir. Obezite, kalp hastalıkları, diyabet, hipertansiyon ve bazı kanser türleri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yaşam kalitesini düşürürken, yaşam süresini de kısaltabilir.

    Obezite Belirtileri Nelerdir?

    Obezite, zamanla gelişen bir durumdur ve birçok belirtisi olabilir. Obezitenin başlıca belirtileri şunlardır:

    • Hızlı Kilo Alımı: Kısa sürede aşırı kilo alımı, obezitenin ilk işaretlerinden biridir.
    • Fiziksel Hareketlerde Zorluk: Günlük aktivitelerde zorluk yaşanması, nefes darlığı ve hızlı yorulma.
    • Uyku Apnesi: Özellikle gece uyurken nefes durmaları ve horlama.
    • Eklemlerde Ağrı: Diz, kalça ve sırt ağrıları.
    • Metabolik Bozukluklar: Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve insülin direnci gibi sorunlar.

    Obezite Tedavisi Nasıl Olur?

    Obezite tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve bazen tıbbi müdahaleler gerektiren bir süreçtir. İşte obezite tedavisinde kullanılan bazı yöntemler:

    1. Diyet ve Beslenme Düzenlemeleri

    Diyetisyen tarafından hazırlanan düşük kalorili ve dengeli bir diyet planı, kilo vermeye yardımcı olabilir. Yeterli miktarda protein, lif ve vitamin içeren bir beslenme düzeni, obezite ile mücadelede etkili bir yöntemdir.

    2. Fiziksel Aktivite

    Düzenli egzersiz, obezite tedavisinde en önemli faktörlerden biridir. Haftada en az 150 dakika orta düzeyde fiziksel aktivite önerilir. Yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi aktiviteler kilo vermeyi destekler.

    3. Davranışsal Terapi

    Kilo verme sürecinde, yeme alışkanlıklarını değiştirmek ve sağlıklı davranışlar kazanmak önemlidir. Psikolojik destek ve grup terapileri, bu süreçte faydalı olabilir.

    4. Tıbbi Tedavi

    Bazı durumlarda, doktor kontrolünde ilaç tedavisi kullanılabilir. Bu ilaçlar, iştahı azaltarak veya vücudun yağ emilimini engelleyerek etki eder.

    5. Cerrahi Müdahale

    Morbid obezite durumlarında, mide küçültme veya gastrik bypass gibi cerrahi yöntemler tercih edilebilir. Cerrahi müdahale, genellikle diğer tedavi yöntemlerinin sonuç vermediği durumlarda kullanılır.

    Obeziteyi Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

    Obeziteyi önlemek, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmakla mümkündür. Dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve stresten uzak durmak, obezite riskini azaltan önemli adımlardır. Ayrıca, düzenli doktor kontrolleri ile kilonuzu takip ederek obeziteye karşı önlem alabilirsiniz.

    Daha fazla bilgi ve hizmet almak için 0533 484 41 12 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.

  • Anksiyete

    Anksiyete, günlük hayatta yaşanan stresli durumlara karşı verilen doğal bir tepki olarak tanımlanabilir. Ancak, bu his uzun süre devam eder ve kontrol edilemez bir hal alırsa, anksiyete bozukluğu dediğimiz duruma dönüşebilir. Anksiyete, sürekli bir endişe hali, korku ve huzursuzluk ile karakterizedir. Günümüzde pek çok insan, iş hayatı, ailevi sorumluluklar veya kişisel problemler nedeniyle bu tür rahatsızlıklarla karşı karşıya kalmaktadır. Evde sağlık hizmetleri kapsamında, anksiyete yönetimi ve tedavisi, profesyonel destek ve doğru yaklaşımlar ile mümkün olabilir.

    Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

    1. Sürekli Endişe Hali

    Anksiyete yaşayan bireyler, sürekli olarak gelecek hakkında endişelenirler. Bu endişeler genellikle gerçekçi değildir ve kişinin hayat kalitesini olumsuz etkiler.

    2. Uyku Problemleri

    Anksiyete, uyku düzenini bozar. Uykusuzluk, sık uyanma ya da dinlenemeden uyanma gibi belirtiler, anksiyete yaşayan kişilerde sıkça görülür.

    3. Kas Gerginliği ve Huzursuzluk

    Fiziksel belirtiler arasında kas gerginliği, titreme, baş ağrısı ve mide bulantısı sayılabilir. Kişi, sürekli bir huzursuzluk hissi içinde olabilir ve rahatlamakta zorlanabilir.

    4. Odaklanma Sorunları

    Anksiyete, dikkat dağınıklığı ve odaklanma güçlüğüne yol açar. Kişi, işlerine veya günlük sorumluluklarına odaklanmakta zorlanır.

    Anksiyete Tedavisi Nasıl Olur?

    1. Terapi ve Psikolojik Destek

    Anksiyete tedavisinde en etkili yöntemlerden biri terapi ve psikolojik destektir. Özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT), kişinin olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye yardımcı olabilir. Evde sağlık hizmetleri kapsamında da bu tür terapi destekleri sunulabilmektedir.

    2. İlaç Tedavisi

    Bazı durumlarda, doktorlar anksiyete belirtilerini hafifletmek için ilaç tedavisi önerebilir. İlaç tedavisi, anksiyete ile başa çıkmada yardımcı olabilir; ancak mutlaka bir uzman kontrolünde kullanılmalıdır.

    3. Yaşam Tarzı Değişiklikleri

    Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli uyku ve stres yönetimi gibi yaşam tarzı değişiklikleri, anksiyete belirtilerini hafifletebilir. Pasiflora gibi bitkisel takviyeler de doğal bir destek sunabilir. Evde sağlık hizmetleri kapsamında uzmanlar, bireylerin yaşam tarzlarını düzenlemelerine yardımcı olabilir.

    4. Destekleyici Gruplar

    Anksiyete ile mücadele eden bireyler, destek gruplarına katılarak, benzer sorunlar yaşayan kişilerle bir araya gelebilir ve deneyimlerini paylaşabilirler. Bu tür gruplar, kişiye yalnız olmadığını hissettirebilir ve anksiyete ile başa çıkmada moral desteği sağlayabilir.

    Sonuç

    Anksiyete, doğru yaklaşımlar ve profesyonel destek ile yönetilebilir bir rahatsızlıktır. Evde sağlık hizmetleri, anksiyete tedavisinde bireylere profesyonel destek sunarak, tedavi sürecini kolaylaştırabilir. Eğer siz ya da sevdikleriniz anksiyete belirtileri yaşıyorsa, uzman bir destek almayı ihmal etmeyin.

    Daha fazla bilgi ve hizmet almak için 0533 484 41 12 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.

  • Magnezyum Eksikliği ve Kullanımı

    Magnezyum Eksikliği ve Kullanımı: Sağlığınız İçin Neden Önemli?

    Magnezyum, insan vücudunda birçok hayati fonksiyonun düzgün çalışması için olmazsa olmaz bir mineraldir. Kas ve sinir sisteminden kemik sağlığına, enerji üretiminden stresle başa çıkmaya kadar geniş bir yelpazede görev yapar. Peki, magnezyum eksikliği ne gibi sorunlara yol açabilir? Bu yazımızda, magnezyum eksikliğinin belirtileri, nedenleri ve magnezyumun nasıl kullanılabileceği hakkında ayrıntılı bilgi vereceğiz.

    Magnezyum Eksikliği Nedir?

    Magnezyum eksikliği, vücudun ihtiyaç duyduğu miktarda magnezyumu alamaması ya da bu minerali yeterince kullanamaması durumunda ortaya çıkar. Bu durum, zamanla farklı sağlık problemlerine yol açabilir ve genellikle “hipomagnezemi” olarak adlandırılır.

    Magnezyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

    Magnezyum eksikliği, başlangıçta hafif semptomlarla kendini gösterebilir, ancak tedavi edilmezse zamanla daha ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. İşte en yaygın belirtiler:

    • Kas krampları ve kas ağrıları: Magnezyum, kasların doğru çalışması için gereklidir. Eksikliği, kas kramplarına ve ağrılara neden olabilir. Özellikle geceleri baldır krampları sıkça görülür.
    • Yorgunluk ve halsizlik: Enerji üretiminde rol oynayan magnezyum, eksikliğinde sürekli bir yorgunluk hali yaratabilir. Bu durum, günlük işleri yaparken bile kendinizi bitkin hissetmenize yol açabilir.
    • Ruh hali değişiklikleri: Magnezyum eksikliği sinirlilik, anksiyete ve hatta depresyona neden olabilir. Stresle başa çıkmada zorlanabilir ve sürekli huzursuz hissedebilirsiniz.
    • Uyku sorunları: Magnezyum, gevşeme ve uyku düzenlemelerinde önemli bir rol oynar. Yetersiz magnezyum alımı uykuya dalma güçlüğü ve uykusuzluk gibi problemlere neden olabilir.
    • Kalp çarpıntısı: Magnezyum, kalp ritmini düzenleyen bir mineraldir. Eksikliği, düzensiz kalp atışlarına ve çarpıntılara neden olabilir.
    • Baş ağrıları ve migren: Magnezyum eksikliği, sık sık baş ağrısı ve migren atakları yaşamanıza neden olabilir.

    Magnezyum Eksikliğinin Nedenleri

    Magnezyum eksikliğine birçok faktör sebep olabilir. Genellikle yetersiz beslenme ya da kötü yaşam alışkanlıkları bu duruma zemin hazırlar. İşte en yaygın nedenler:

    • Dengesiz Beslenme: Fast food ve işlenmiş gıdalarla dolu bir diyet, vücudun ihtiyaç duyduğu magnezyumu sağlamada yetersiz kalabilir.
    • Alkol Tüketimi: Aşırı alkol kullanımı, vücudun magnezyumu emme kapasitesini azaltır ve bu minerali vücuttan hızla atmasına neden olabilir.
    • Stres: Yoğun stres altında olmak, vücudun magnezyum seviyelerinin düşmesine yol açabilir. Stresli durumlarda vücut daha fazla magnezyum kullanır.
    • Yaşlılık: Yaş ilerledikçe vücudun magnezyum emilimi azalır. Bu da yaşlı bireylerde eksiklik riskini artırır.
    • İlaçlar: Bazı ilaçlar, özellikle idrar söktürücüler ve antibiyotikler, vücuttaki magnezyum düzeylerini azaltabilir.

    Magnezyum Kullanımının Faydaları Nelerdir?

    Magnezyumun vücutta birçok önemli görevi vardır. Yeterli miktarda alındığında sağlığımıza katkı sağlayan bazı faydalar şunlardır:

    • Kas ve Sinir Fonksiyonları: Magnezyum, kasların kasılma ve gevşeme süreçlerini düzenleyerek krampları önler ve sinirlerin sağlıklı çalışmasını sağlar.
    • Enerji Üretimi: Hücrelerimizin enerji üretiminde önemli bir rol oynar. Yeterli magnezyum, günlük aktivitelerde daha enerjik hissetmenize yardımcı olur.
    • Stres Yönetimi: Magnezyum, stres hormonu kortizolün düzeylerini düşürmeye yardımcı olarak sakinleşmenize ve stresle başa çıkmanıza yardımcı olur.
    • Kalp Sağlığı: Kalp ritmini düzenleyerek, kalp sağlığını korur. Aynı zamanda yüksek tansiyonun düşmesine de katkıda bulunur.
    • Kemik Sağlığı: Magnezyum, kalsiyum ile birlikte çalışarak kemik yoğunluğunu korur ve kemik erimesi riskini azaltır.

    Hangi Besinler Magnezyum Kaynağıdır?

    Günlük magnezyum ihtiyacını karşılamak için doğal besinlerden faydalanmak önemlidir. İşte magnezyum açısından zengin bazı besinler:

    • Kabak çekirdeği
    • Ispanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler
    • Badem, kaju ve ceviz gibi kuruyemişler
    • Avokado
    • Baklagiller (nohut, fasulye, mercimek)
    • Yulaf ezmesi
    • Bitter çikolata

    Günlük Magnezyum İhtiyacı Ne Kadardır?

    Magnezyum ihtiyacı yaşa, cinsiyete ve bireysel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Genel olarak, yetişkin bir erkeğin günlük magnezyum ihtiyacı 400-420 mg iken, kadınlarda bu miktar 310-320 mg arasında değişir. Hamilelik ve emzirme döneminde kadınların daha fazla magnezyuma ihtiyaç duyabileceğini unutmamak gerekir.

    Payidar Evde Sağlık Hizmetleri ile Magnezyum Dengenizi Sağlayın

    Magnezyum eksikliği gibi durumlar, sağlık üzerinde ciddi etkilere sahip olabilir. Payidar Evde Sağlık Hizmetleri olarak, uzman sağlık personelimizle magnezyum eksikliği tedavisi ve diğer sağlık hizmetlerinde yanınızdayız. Magnezyum eksikliği ve sağlığınıza dair sorularınız için web sitemizi ziyaret edebilir veya bizimle iletişime geçerek profesyonel sağlık hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz. Unutmayın, sağlığınız bizim önceliğimizdir!

Hemen Ara